DİREN GEZİ RUHU

Pazar, Ocak 31, 2010

DİKKATİMİ ÇEKENLER













--------------------------------------------

15 yaşındaymış Nazlıcan, babası Tuncay Özkan içeri tıkıldığında... 4 ay sonra 18’ine basıyor. “Aralıksız her gün mektup yazıyorum babama, o da bana her gün cevap yazıyor” diyor.


*
721’inci mektup, bugün.

------------------------------------------

Devletin parasını başka yere harcayıp
 hesabı sahte belgeyle kapatmaya kalkıştığı için 2 sene 4 ay hapse ve 11 milyon TL tutarında ceza ödemeye mahkûm olan Necmettin Erbakan’ın bilfiil hapse girmesini önleyen o raporlar “hakkını hukuk yoluyla savunma” gereği idiyse, Haberal’ınki neden öyle değil?





-------------------------------------


Bakalım “tazminat devri”nin sonu nereye varacak.





------------------------------------------------------------


Sırada Lozan var.
*

Lozan’a övgü düzen resmi ağızlar “Lozan, Sevr’in devamıdır” dediği zaman anlayınız ki, sıra Lozan’ı mahkûm etmeye gelmiştir.

*
"1923’te Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Hemen ardından Halifeliği lağvetti. Sonraki yıllarda ülkesini Batılı yapmayı amaçlayan reformlar gerçekleştirdi. Cami ile devleti birbirinden ayırması ve ‘rejimi (demokrasiyi) yıkmak için dîni kullanmak isteyenlere karşı orduyu görevlendirmesi’ ülkesinin büyük atılımlar yapmasını sağladı."

----------------------------------------

-Elektriğin icadıyla birlikte “buz” üretildi.
 Buz üretilince,
 “rakıya niye buz koymuyoruz azizim?”
 keşfi yapıldı.
Bu tarihi keşif neticesinde, rakının üstüne buz koymak için daha uzun bardağa ihtiyaç oldu.
 Zahmet edip özel bardak icat etmek zor geldiği için,
 pratik Türk zekâsı devreye girdi,
 “limonata bardağı ne güne duruyor muhterem”
 keşfi yapıldı.



----------------------------------------------


     Bu kararla ‘üniter devlet' ezberi bozuldu…



-----------------------------------------------


Yeni UNESCO Genel Direktörü

"Yabancı ülkelerin
 beni aday göstermesine direnen ve Mısır adayını desteklemekte ısrar eden bizim iktidar yüzünden, genel direktörlük makamına Bulgar İrina Bokova gelmişti"


-------------------------------------------------

ŞEYHLER MÜRİTLER YOK


1- Suudi Arabistan’da türbe, yatır yoktur, yasaktır. Ramazan aylarında sözde yatırlara, kısmeti açılsın diye genç kızlar, sağlığı için dua edenler, dallara, ağaçlara bez parçaları bağlayanlar, cahiliye devrinden kalma putperestlik addedilir.




---------------------------------------

İktidar neden Kürt sorununu çözemez

-----------------------------

Ne Biliyorsan O Sun...


----------------------------------------

Ne diyorlardı, 30 bin Elif’i kurtaran, mübarek kadın Türkan Saylan için?


     “PKK’ya burs veriyor’muş!”
“Atatürk’ün PKK’lı kızı!”
  “Terörist yetiştiriyor’muş!”
*
PKK kalleş ama...
Bu iftiracılar hakkaten puştmuş!

---------------------------------------------

- Türkiye’de milyoner sayısı geçen yıl 23 bin, bu yıl 29 bin.


- Bu milyonerlerin bankalardaki parası geçen yıl 178.1 milyar lira. Bu yıl milyonerlerin bankalardaki parası 213.4 milyar liraya yükseliyor. 35.1 milyar liralık artış.

Bir yılda milyoner sayısı 29 bin kişi artarken, bir yılda işsiz sayısı 105 bin kişi artıyor.


Toplam işsiz sayısı 3 milyon 400 bini buluyor.



------------------------------------

Yüzlerce masum çocuğun kanına ellerinizi bulamakla sizi suçluyorum. Sizi Gazze'de cesedi bir enkazda feci halde yanmış olarak bulunan 18 aylık bebek Şehid Ebu Halime'nin ölümünden sorumlu tutuyor ve suçluyorum. Sizi Selhe ailesinin dört çocuğunun ölümlerinden sorumlu tutuyorum, Rola (1), Baha (4), Rana (12) ve Dyia (14), İsrail'in evlerinin üzerine attığı roketle öldüler. İsrail'in aralıksız yağan bombardımanından korunmak için barınak arayan insanların sığındıkları Birleşmiş Milletlerin okulunda öldürdüklerinin ölümlerinden sizi sorumlu tutuyor ve suçluyorum.

--------------------------------------------------
İstihbaratçı masaya oturmuş ve önüne bir harita açmıştı.

Haritada Türkiye ve Kuzey Irak görülüyordu.
 Unutmayın, Irak savaşının
başlamasından 20 yıl öncesini anlatıyorum.
Adam etrafındakilere,
 Kuzey Irak’a çizdiği bölgede sınırlarının bir bölümü Türkiye’nin güneydoğusuna da taşan yeni bir ülkeyi anlatıyordu.

**

Masada onu dinleyenler,
 Barzani’nin Washington temsilcisi (adını hatırlamıyorum), Talabani’nin temsilcisi Behram Salih ve PKK Washington temsilcisiydi.

Bugünlerin kaderi o günlerde, Pentagon’un ikinci katında bir odada öyle çizildi.


---------------------------------------

Anadolu’da dersleri boş geçen çocuklar, kolejlerde en kaliteli öğretmenler tarafından yetiştirilen çocuklarla aynı sınava girip, aynı sorularla nasıl yarışır                                               
              a, sana ne

                        b, hadlerini bilsinler


    c, yerse


                         d, girmesin kardeşim


                          e, çok da pipimdeydi




Star TV’nin 170 kalem (beyaz eşya, mobilya, otomobil gibi) malının alıcısı belli değildir.
 Uzan Grubu’na ait, 372 kalem eşyanın (motorlu araç, atölye tezgâhı, asansör, beyaz eşya, av tüfekleri, tabanca, otomobil, otobüs gibi)
belli değildir.
 Mehmet Albayrak isimli kişinin satın aldığı 82 kalem (video, klavye, klima gibi) eşyanın satış bedeli
belli değildir.
 Hüseyin Kartal isimli kişinin satın aldığı 574 kalem eşyanın (elektronik cihazlar) satış bedeli
belli değildir.
 TMSF’nin 12 milyon 875 bin TL’ye neyi satın aldığı
 belli değildir.
Vodafone’un 15 milyon 645 bin TL’ye neyi satın aldığı
 belli değildir.
 Muhammen bedelinin (piyasa değeri) 30 milyon TL olduğu belirtilen gayri menkul, 1 milyona satılmıştır.
 TMSF’nin el koyduğu
 TV’ler, gazeteler, dergiler ve radyolarda hangi gazeteci yazarlara,
 hangi yüksek maaşlarla
program yaptırıldığı, yazı yazdırıldığı da
belli değildir.







Müzeden tablo çalan!


Hazine’den beslenen!




İkisi de aynı.


----------------------------------------------------------

 Eğer bütün gazetelerimiz
 8 sütun üzerine dev puntolarla
 “Hop dedik Başbakan”
diye
 haykıramıyorsa...


*


AKP’nin belli bir ekonomi politikası yoktur.


*

AKP’nin iktisadi dünya görüşü gökten inmiş değildir. Büyük çapta Turgut Özal’ın zihin haritasından faydalanarak yollarını bulmaktalar. Buna “Özalsız Özalcılık” diye bir ad takılabilir. Özal ise, Demirel’in çırağıdır. Demirel de Celal Bayar ve Adnan Menderes’in “su işleri müdürü”dür. Onların izledikleri politika da Osmanlının son zamanlarında izlediği “el parasıyla geçinme ve mümkün mertebe kalkınma” düsturuna benzemektedir.

*



----------------------------------------------------

Araştırmacı yazar Aytunç Altındal,
AB’ye şekil verenlerin, “Gül ve Haç Kardeşliği” adlı gizli bir masonik örgüt olduğunu, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile Türkiye’nin üyeliğine en sert tepkiyi gösteren AB Anayasası’nın mimarı Fransız politikacı Giscard d’Estaing’in de bu örgütle bağlantısı olduğunu söyledi. Altındal, AB’nin perde arkasında kalan kodlarını ve Türkiye’yi bekleyen tehlikeleri şöyle anlattı:
ÖNCE KOMÜNİZM ÇÖKTÜ1- Son 12 yılda neler değişti ki, Avrupa’ya uzaktan bakan Türkiye birden üyeliği için mücadele edilen bir ülke hâline geldi?

12 yıl öncesini dikkate alırsak, özellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’ndeki kendine özel “komünizmin” çöktüğünü görürüz. Bu öylesine âni oldu ki, çok değil 1990’da birisi çıkıp da bunu söyleseydi ona “Deli/Uçuk” gibi sıfatlar yakıştırılırdı. Üstelik koskoca komünizm, tek mermi atılmadan çöktü. Düşünebiliyor musunuz ki, Moskova’da Komünist Parti yasaklandı. Türkiye, 70 yıl süreyle Sovyet tehdidini öne sürerek varlığını güvencede tuttu. Sovyetler’den sonra Yugoslavya, Batılı güçler – ve Vatikan – tarafından parçalandı. Sırada Türkiye vardı. Türkiye biz bilmiyoruz ama Batı için “Yapay Devlet” statüsünde görülüyor.

*



6 Ekim’de yayınlanan Tavsiye Raporu’nda gerçekte şu tavsiye edildi 17 Aralık’ta toplanacak olan ülkelerin devlet ve hükûmet başkanlarına: “Biz Türkiye’ye kesin tarih vermedik. Sizler de AB’yi bağlayacak kesin angajmanlara girmeyin.” Ucu açık ve en az 20 yıl sürdürülmesi gereken bir süreç için 17 Aralık’ta soyut ve muğlâk birtakım cümleler aracılığıyla Türkiye uyutulacaktır.

Hiç yorum yok: